posted by Y.
Eveeet.. yine bir doğum günü haftasonumu daha geride bıraktım. Aslında bu günü çok da abartmamak gerektiğini anlamam bu seneye denk geldi. Artık yaştan mıdır, 30’a kalan mesafenin daralmaya başlamasından mıdır bilinmez kısmen azalan beklentilerle (beklentiler hiçbir zaman tamamen bitmez beyler, ümitlenmeyelim) bu mühim(!) günü sakince geçirmek arzusundaydım ki sevgili arkadaslarim sanki bana bunun aksini kanitlamak istermiscesine dogumgunumu koocaaman bir haftasonuna yaydilar.
Aslında fena da yapmadılar, bu sayede bitmek bilmeyen New York araştırmalarım sırasında bulduğum ve Olsen kardeşlerin, daha da önemlisi John Mayer’ın müdavimleri arasında olduğunu öğrendiğim Beauty&Essex’e gitmek için şahane bir bahanemiz oldu.
Lower East Side’da diye akıllar karışmasın pek şık, pek havalı bir yer. İçeriye önce bir antika dükkanından geçerek giriliyor, sonrasında en az içerideki müşteriler kadar ‘cool’ çalışanlar karşılıyor sizi. Sonrasında elinize bir ‘buzzer’ veriyorlar ve bara, masanızı beklemeye yolluyorlar.
2 katlı mekanda biz yukarıda oturduk, gayet keyifliydi herşey. Dekorasyon, servis, yemekler, etraftaki insanlar, herşey dört dörtlüktü. En güzeli yediğimizi görebiliyor ve birbirimizi duyabiliyorduk ki bu her restoranda mümkün olmuyor. Yemeğe gitmek istemezseniz güzel bir lounge ve bar kısmı da var. Ama tavsiyem rezervasyonla gidilmesidir, zira uzun bekleyişler belkide kapıdan geri çevrilmeler yaşanabilir.
Uzun lafın kısası eğer buralardaysanız mutlaka Beauty&Essex’e gidin. Ve giderseniz de benim için Kobe beef carpaccio’yu, ızgara yeşil biberleri, avokadolu minik toastları, kale & apple salatayı ve somonu bir deneyin. Pişman olmazsınız. Hatta şanslıysanız John’a benden selam da söyleyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder